3 Ağustos 2011 Çarşamba

devrim kişinin kendisidir...

Kişi önce kendi devrimini yapmalıdır…

Peki, nedir “Devrim” ? Devrim; değişimdir, gelişimdir… Kişi, her şeyden önce kendini; değişime ve gelişime açabilmelidir. Kendi devrimini yapabilen kişi, yaşadığı toplum için devrimden söz etme hakkına sahip olur.
Yıllar yılı, hep başkalarının fikirlerini taklit eden, kendisi bir şey üretmeyen sadece (ki çoğunlukla dış kaynaklı) başkalarının fikirlerini ortaya sunan, kendi toplumundan uzaklaşan bir örgüt, nasıl kendisini halkına anlatabilmesini bekliyoruz; sizce bu, bu kadar kolay mı?

Kendi öz benliğinden, kültüründen, dininden uzaklaşan bir örgüt nasıl “Sosyal Demokratlıktan” bahsedebilir?

Bugün kaç kişi, kendi kültürümüzü, dinimizi biliyor?

Peki, İslam ile Sosyalizm arasında varsa farklılıklar ya da benzerlikler nelerdir, kim biliyor, araştırıyor?

Toplumsal olaylara, niye gerektiğince tepki gösterilmiyor? Asıl duyarlı olması gereken bizler iken, nenen birçok konuda (aslında böyle olmadığı halde) nende duyarsız kalıyoruz?

Niçin ve neden dini, sadece belirli zümrelerin kontrolüne, güdümüne bırakıyoruz?

Atatürk… evet kaçımız önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü, Atatürkçülüğü ve Kemalizm’i biliyor, uyguluyor? Dünyada Kemalizm gibi başka bir siyasi felsefe var mıdır ki, içinde devrimciliği, halkçılığı, milliyetçiliği, devletçiliği bir arada bulunduran…

Peki, niçin Kemalizm ışığında ve temelinde çalışmalar, projeler üretmiyoruz? Bugün halkın, Kemalizm’den uzaklaşmış olmasının ir suçlusu da bizler değil miyiz, Atatürk ve Kemalizm’i halkımıza anlatmayarak?

Kemalizm, hiçbir zaman dine karşı olmamıştır. Bizzat dinin yanında olmuş, halkın dinini daha iyi anlayabilmesi için çalışmıştır; dini belirli zümrelerin kontrolünden çıkartmaya çalışmıştır…

Bugün yapmamız gereken, Kemalizm’e sıkı sıkı sarılarak, önce Kemalizm’i iyice anlamak ve yorumlamak; sonra halkımıza anlatmak olmalıdır.

Dini günlerimizde çeşitli etkinlikler yapmalı, halkın gözünde oluşturulmuş olan “CHP”liler dine karşı, dinden değil gibi aslında alakasız izlenimleri ortadan kaldırmalıyız.

ve toplumsal her olayda gereken tepkiyi, duyarlılığı göstermeli; halka bu ülkede, dünyada olan biten her şeye karşı duyarlılığımızı göstermeliyiz…

son olarak iktidarı eleştirirken, yaptıklarını kötülemek yerine yapılanların varsa yanlışları, eksikliklerini anlatmalı ve alternatifini sunabilmeliyiz…
(03 Ağustos 2011, Sarıgöl)

Saygılarımla
Ahmet Harun ŞEN

facebook.com/HrnSnBJK1903
facebook.com/A.Harun.Sen
twitter.com/AhmetHarunSen